Geçmiş zamanlarda aşk, birçok hikayede can bulmuş, komedinin de neşesiyle birleşerek unutulmaz anılara dönüşmüştür. Eski hikayeler, ruhumuzu okşayan ve gülümseten birer hazine gibidir. Aşk ile birlikte gelen tatlı komedi, insanları bir araya getiren bir güç oluşturur. Hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmak için insanlar, aşka ve eğlenceye sığınmıştır. Duygusal karmaşa, tarih boyunca sayısız şekilde ele alınmış, dramatik anlarla süslenmiştir. Aşkın karşısında komedinin nasıl var olduğunu gördüğümüzde, aslında insan doğasının ne denli renkli olduğunu anlarız. Eski hikayelerdeki karakterler, günümüzde de sosyal medya ve popüler kültürle yeniden hayat bulmakta, bu sayede aşk ve komedinin birbirine ne kadar yakın olduğunu gözler önüne serilmektedir.
Eski hikayeler, yüzyıllar boyunca nesillerden nesillere aktarılan masallardır. Bu hikayeler, sadece birer anlatı değil, aynı zamanda kültürel mirasın taşıyıcılarıdır. Her nesilde, ailelerin ve toplumların aşk anlayışları değişse de, hikayelerin kalbindeki duygular her zaman aynı kalır. Örneğin, Shakespeare'in eserlerinde sıkça gördüğümüz tutkulu aşk, karmaşık ilişkiler ve nihayetinde komik durumlar, o dönemin insanlarının duygularını anlamamıza yardımcı olur. Klasik eserlerdeki karakterlerin karşılaştığı mizahi durumlar, okuyucuları hem güldürür hem de düşündürür.
Osmanlı döneminde yazılmış olan "Leyla ile Mecnun", aşkın dramı ve komedisinin mükemmel bir birleşimini sunar. Leyla’nın Mecnun’a duyduğu aşk, toplumun kurallarına ve geleneklere meydan okur. Hikayenin bazı bölümleri, absurd ve komik sahnelerle doludur. İkili arasındaki aşkın önündeki engeller, bazen mizahi bir şekilde sunulur. Tüm bu unsurlar, eski hikayelerin nasıl büyülü bir dünya yarattığını gösterir. Duyguların ve mizahın birleşimi, okuyucuya farklı bir bakış açısı kazandırır ve onların hayata bakışını zenginleştirir.
O geçmiş dönemlerde aşk, sadece bir duygu değil; hayatta kalma mücadelesi, cesaret ve irade gerektiren bir bağ olarak gösterilmiştir. Aşkın zaman tanımadığı, tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar pek çok kez kanıtlanmıştır. İnsanlar, tarih boyunca aşkı yaşamak, yaşatmak ve ifade etmek için çeşitli yollar bulmuştur. Özellikle dönem dönem farklı toplumların aşk anlayışları, daha geniş perspektifler sunmaktadır. Mesela, Rönesans döneminde aşk, sıradan bir ilişki değil, sanat ve edebiyat eserlerinin ana konusu olmuştur.
Bununla birlikte, kısaca ele alındığında, aşkın zamansızlığı, "ayrılmak zorunda kalmak" gibi unsurları bir araya getirir. Eski Hint edebiyatında, "Gitanjali" gibi eserlerde, aşkın ruhsal derinliği ve aynı zamanda cinsellik vurgusu çarpıcı bir şekilde dile getirilmiştir. Bu eserlerdeki şiirler ve dizeler, aşkın ne denli güçlü, zarif ve zamansız olduğunu kanıtlar niteliktedir. Georg Wilhelm Friedrich Hegel'in bahsettiği gibi, aşk yalnızca bir duygu değil, insanın varoluşsal arayışında önemli bir yere sahiptir.
Komedi, insanları bir araya getiren ve hayatın zorluklarını hafifleten bir sanattır. Mizah, zor zamanlarda bile insanları gülümsetebilir. Eski hikayelerde aşkın, komedi ile harmanlandığı sahneler dikkat çeker. Klasik komedi ve aşk hikayelerinde, genellikle yanlış anlamalar, ikili ilişkilerdeki çatışmalar ve sözlü şakalara rastlanır. Bu komik unsurlar, karakterlerin ilişkisini daha da derinleştirirken, izleyici ya da okuyucu üzerinde de kalıcı bir etki yaratır.
Shakespeare'in komedileri, aşk ve komedinin en güzel birleşimlerinden biridir. "Süperstar Romeo" gibi oyunlarda, aşıkların yaşadığı absürd durumlar ortaya konur. Bu tür hikayelerde, aşk zamanla dönüştüğü gibi, komedi de aşk kadar önemli bir role sahiptir. İzleyiciler, yalnızca romantik anlara değil, aynı zamanda karakterlerin düşüşlerine ve komik dilemmalara şahitlik eder. Dolayısıyla, geçmişte aşk ve komedi, aynı telaş içerisinde iki zıt ilişkiyi bir araya getirir.
Aşk, yeni nesillerle birlikte kendini sürekli olarak yenilemektedir. Geçmişten bugüne geçen süre içinde, aşka dair pek çok değişim yaşanır. Teknolojinin ilerlemesi ile sosyal medya, aşkı yeniden tanımlamaktadır. Artık insanların tanışmaları, aşık olmaları ve ilişkilerini sürdürmeleri, sanal ortamda da gerçekleşmektedir. Örneğin, online flört uygulamaları, insanların birbirine ulaşmasını kolaylaştırırken, zamanla farklı dinamikler ve mizahi durumlar doğurur.
Yeni çağın hikayelerinde, aşk ve komedi genellikle birlikte harmanlanır. Mizahi bir davranış, aniden karşınıza çıkan bir tesadüfle birleştiğinde, sizi hem güldüren hem de düşünen bir olay haline gelir. Eşcinsel aşk hikayeleri de bu yeni dinamiklerin bir parçasıdır. Eski hikayelerde, çoğu zaman sevdiklerinin onayını almak zorunda kalan karakterler, günümüzde daha cesur bir şekilde kendi aşklarını yaşarlar. Böylelikle aşk, her zaman yenilikçi bir ruhla varlığını sürdüren bir olgu olarak okuyucunun karşısında durur.